DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Çocuğunuz Sürekli Üşüyorsa Dikkat!

Çocuğunuz Sürekli Üşüyorsa Dikkat!
03.01.2019
846
A+
A-

Çocuğun soğuğa karşı tahammülünün olmaması ve sık sık üşümesi hakkında uyarıda bulunan uzmanlar, çocuğun büyüme ve gelişiminde bir sıkıntı olabileceğine dikkat çekti.

Soğuk havada üşümek kuşkusuz olağan bir durumdur. Ancak çocukların soğuğa karşı tahammülü yoksa ve çocuklar sık sık üşüyorsa ebeveynlerin dikkatli olması gerekiyor.

Çocuğun sürekli üşümesi durumunda “soğuk havadandır” denilip geçilmemesi gerektiğini belirten uzmanlar, ebeveynlere uyarılarda bulunarak, bunun çocuğun büyüme ve gelişiminde anahtar rol üstlenen tiroit hormonunun az salgılanmasından kaynaklanıyor olabileceğine dikkat çekti.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, “Bunun nedeni hava ısısının düşük olması değil, çocuğun büyüme ve gelişiminde anahtar rol üstlenen tiroit hormonunun az salgılanması, bir başka deyişle ‘hipotiroidi’ olabilir!” dedi.

Tiroit hormonlarının işlevi hakkında bilgiler paylaşan Prof. Dr. Serap Semiz, “Tiroit hormonları iskelet ve santral sinir sistemi başta olmak üzere, organ gelişiminde, vücut ısısının düzenlenmesinde, yağ ve karbonhidrat metabolizmasında önemli roller üstleniyor. Tiroit bezinde veya tiroit hormon sentez basamaklarında oluşan bir sorun nedeniyle tiroit hormonları az üretilirse, bu tabloya hipotiroidi deniyor. Doğumsal olabildiği gibi sonradan da gelişebiliyor. Doğumsal hipotiroidinin en önemli özelliği ise tedavide gecikildiği takdirde zeka ve büyüme geriliği gibi ciddi tablolar oluşturabilmesi.” diye konuştu.

“Erken tanı çok önemli”

Prof. Dr. Semiz, hastalığa erken tanı konulmasının çocuğun sağlıklı bir yaşam sürmesi için çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Bu nedenle çocuğun büyüme hızının azalması, uyku hali, kilo alma, soğuğa tahammülsüzlük, kuru cilt ve kabızlık gibi erken dönem belirtileri oluştuğunda zaman kaybedilmeden bir hekime başvurulması çok önemli.” şeklinde konuştu.

“İlk 3 yaşa dikkat!”

“Beyin gelişimini sağlayan en önemli hormon, tiroit hormonu. Dolayısıyla doğumsal hipotiroidi tedavisinde gecikme beyin gelişiminin en hızlı olduğu ilk 3 yaşta ciddi nörolojik etkilenmeye yol açıyor. Örneğin, çocuklarda zeka ve büyüme geriliğine neden olması gibi!” diyen Semiz, şöyle devam etti:

“Ülkemizde yapılan yeni doğan hipotiroidi taraması ile doğumsal hipotiroidinin erken tespit edilebiliyor. Bu sayede zeka ve büyüme geriliği önlenebiliyor. Tedaviye ilk 20 günde başlanırsa IQ puanında hiçbir etkilenme olmuyor. Edinsel hipotiroidi olgularında da erken tedavi ile okul başarısında azalma, büyüme- gelişme geriliği, karbonhidrat ve yağ metabolizma bozukluğu hızla düzeliyor.”

“En sık görülen nedeni Hashimoto”

Çocukluk yaş grubunda, özellikle 5-6 yaşından sonra gelişen tiroit fonksiyon bozukluklarının en sık nedeninin Hashimoto hastalığı olduğunu aktaran Semiz, “Tiroit bezinin otoimmun bir reaksiyonla harabiyeti sonucu oluşan bu hastalık tiroit hormonu üreten hücrelerde atrofi ve yetersiz hormon üretimiyle sonuçlanıyor. Hashimoto tiroiditi oluşumunda pek çok faktör rol oynuyor. Güçlü bir genetik geçiş yanında çocuklarda otoimmüniteyi tetikleyen viral enfeksiyon, kimyasal veya hormonal vb. çeşitli çevresel faktörler de etkili oluyor.” ifadelerini kullandı.

“Belirtiler hipotiroidi habercisi olabilir”

“Belirtiler doğumsal ve edinsel hipotiroidide farklı olmakla birlikte, temelde hormon eksikliğine ait bulgular gelişiyor.” diyen Semiz, doğumsal hipotiroidi hastalığının yenidoğanda silik belirtiler verebildiği uyarısında bulunarak, “Doğum ağırlığının fazla olması, geniş bir bıngıldak, göbek fıtığı, uzayan yeni doğan sarılığı, uyku hali, kuru cilt ve kabızlık başlıca belirtilerini oluşturuyor. Hashimoto tiroiditi sessiz ve yavaş seyreden bir hastalık olduğu için belirtiler ebeveynlerin gözünden kaçabiliyor. Ancak hipotiroidi belirgin olduğunda halsizlik, yorgunluk, kabızlık, kilo alma, kuru cilt, soğuk intoleransı ve saç dökülmesi ile sinyal verebiliyor. Tedavide gecikildiğinde de boy kısalığı, tiroit bezi hacminin artışına bağlı olarak boğazda baskı hissi, terlemede azalma, eklem ağrısı ve kas krampları oluşabiliyor.” dedi.

“Tedavisi aslında oldukça basit”

Tedavi ile ilgili açıklamada bulunan Semiz, “Hipotiroidi tedavisi, eksik olan tiroit hormonunun yerine konmasıyla gerçekleşiyor. Çocuğun gereksinimi olan miktardaki L-Tiroksin günlük tek doz olarak veriliyor ve düzenli aralıklarla yapılan tiroit hormon testleriyle doz ayarlaması yapılıyor.” şeklinde belirtti.

Tedavinin genelde yaşam boyu ilaç kullanımı şeklinde devam ettiğini vurgulayan Semiz, son olarak şunları söyledi: “Geçici olabileceği düşünülen bazı doğumsal hipotiroidi olgularında ise 3. yaşta ilaç kesilerek tablo değerlendiriliyor. Hashimoto tiroiditi olan çocuklarda hipotiroidi oluştuğunda da tiroit hormonu tedavisi uygulanıyor. Düzenli takiple ilaç doz ayarlaması yapılıyor ve eşlik eden diğer hastalıklar varsa bu problemlere yönelik ek tedaviler veriliyor.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.