DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hasankeyf’ten Seslendiler: Vazgeçin

Hasankeyf’ten Seslendiler: Vazgeçin
18.07.2019
586
A+
A-

Hasankeyf’te bir araya gelen 17 kentin baro başkanları, tarihin yok edilmemesi için Ilısu Baraj Projesi’nden vazgeçme çağrısında bulundu.

Aydın, Antalya, İzmir, Tekirdağ, Kırklareli, Yalova, Diyarbakır, Bursa, Bitlis, Urfa, Şırnak, Ağrı, Bingöl, Mardin, Dersim, Muş ve Siirt baro başkanları ve avukatların katılımıyla Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin sular altında bırakılmaması için basın açıklaması yaptı. Batman Barosu’nun çağrısıyla Hasankeyf Seyir Terası’nda yapılan açıklamada, “Tarihi yaşatalım insanlığı yaşatalım Hasankeyf’i yaşatalım” ve “Bırakın Dicle özgür aksın” yazıl pankartlar açıldı.

‘SÖZLEŞMELERE UYULMAMIŞTIR’

17 baro adına açıklama yapan Batman Barosu Başkanı Abdulhamit Çakan, Hasankeyf’in kurtarılabilir ve yaşatılabilir olduğunu dile getirerek, Hasankeyf’in binlerce yıldır kesintisiz bir şekilde insan yaşamına ev sahipliği yaptığına dikkat çekti. Türkiye’nin Ortaçağ’a ait bütünlüğünü koruyan tek tarihi alan olduğuna vurgu yapan Çakan, 1978 yılında sit alanı ilan edilmesine rağmen gerekli kazıların yapılarak sonraki nesillere bırakılması için ise hiçbir işlemin yapılmadığını söyledi. Kazı uzmanları tarafından 70 yıla yakın bir çalışmanın gerekli olduğunun belirtildiğini dile getiren Çakan, “Tüm bunlar bilinmesine rağmen ömrü 50 yıl olabilecek Ilısu Barajı ve HES projesine feda edilmek isteniyor. Ilısu yapılırken ulusal ve uluslararası hiçbir sözleşmeye uyulmamıştır. En basitinden ÇED raporu dahi bulunmamaktadır” dedi.

‘UNESCON SESSİZ KALDI’

UNESCO’nun da Hasankeyf’e ilişkin sessiz kaldığını ifade eden Çakan, AHİM’in de kısa zaman önce verdiği ret kararıyla yıkıma ortak olduğunu vurguladı. Tüm yaşananlara rağmen yapılan yıkıma rağmen Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin kurtarılabilir olduğunu söyleyen Çakan, “Yakında su tutmanın başlayacağının farkındayız. Bu baraj dolayısı ile çok ciddi anlamda maddi harcamaların da yapıldığının ve pek çok alanın kamulaştırıldığının da farkındayız. Ancak tüm bunlara rağmen Hasankeyf’in, Dicle Vadisi’nin tarihi ve kültürel dokusu düşünüldüğünde, bu baraj nedeniyle bunların yok olacağı göz önüne alındığında iptal edilmesi, ülkemizin daha faydasına olduğunu düşünmekteyiz” dedi.

‘KOD DÜŞÜRÜLSÜN’

Baraj kodunun düşürülerek Hasankeyf’in sular altında kalmasını engelleyecek bir seçeneğin daha olduğunu öneren Çakan, “Hasankeyf gerisinde kalan kamulaştırılan alanların ıslah yolu ile park, mesire ve orman alanlarına dönüştürülmesi ayrı bir seçenek olarak düşünülebilir. Böylece bu bozkır yeşil bir havzaya da dönüşür. Sonuç olarak bütün yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin kurtarılması için harekete geçmelerini bekliyor ve bu yolla ayrı ayrı saygı ve şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.

‘PROJEDEN VAZGEÇİN’

Çakan’ın ardından batı illerinden gelen baro başkanları da kısa konuşmalar yaparak, Hasankeyf’in yok edilmemesi için baraj projesinden vazgeçme çağrısında bulundu.

MA

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.